Zafer Partisi Tarım Politikaları Başkanı Nihat Babaözü, açıklamasında son günlerde kamuoyuna yansıyan haberlerde, Türkiye’ye yapılan et ithalatının yaklaşık yarısının Polonya merkezli Polonia Beef adlı şirket üzerinden gerçekleştirildiği ve bu şirketin yeni kurulan iştirakinde iktidar partisi gençlik kollarında görev yapan bir ismin hissedar olarak yer aldığının açıkça görüldüğünü dile getirdi.
Bu bilgilerin birçok bağımsız kaynağa açık şekilde yansıdığını belirten Babaözü, "Cumhuriyet, T24, Evrensel, BirGün ve sektörel kaynaklar, ithal etin yüzde 51’inin bu şirkete yönlendirildiğini defalarca yazmıştır." dedi.
"Aynı haberlerde, Polonia Beef Farm isimli ikinci şirketin 28 Nisan 2025’te kurulduğu, burada iktidar partisi MKYK üyesi olan Halil Efe Tunç’un resmi hissedar olarak göründüğü belirtilmektedir." ifadelerini kullanan Babaözü, bu iddiaların basit bir politik tartışma olmadığını kaydetti. Babaözü, açıklamasında ayrıca şunları aktardı:
"Buradan hükümete soruyorum:
Bu iddialar doğruysa, ticaret sicil kayıtlarında görünen bu ortaklıklar hakkında bir idari veya adli soruşturma başlatıldı mı?
Et ve Süt Kurumu’nun bu şirkete yaptığı alımların miktarı, sözleşme bedelleri ve komisyon yapısı kamuoyuna açıklanacak mı?
Bu ithalatlarda neden rekabetçi bir tedarik sistemi kurulmamış, neden alımlar bir veya birkaç şirkette yoğunlaştırılmıştır?
Bu ithalat anlaşmaları yapılırken Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Hazine’nin veya Rekabet Kurumu’nun görüşü alınmış mıdır?
Bu sorular, muhalefetin ya da basının değil, Türk milletinin sorduğu sorulardır."
Bugün Türkiye’de et fiyatlarının artıyor olduğunu belirten Babaözü, bunun sebebinin üreticinin desteklenmemesi olduğunu söyledi.
Gıda bağımsızlığını kaybeden bir ülkenin fiyatını kendinin belirleyemeyeceğini, piyasasını yönetemeyeceğini, çiftçisini koruyamayacağını belirten Babaöz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Aynı şekilde tarımda da bir rant zinciri kuruldu: Tarlada 5 lira olan ürün pazarda 45 lira
Bugün herkes şunu görüyor: Tarlada 5 liraya alınan domatesin, manavda 35–45 liraya çıkması bir ekonomik zorunluluk değil; düpedüz kurulmuş bir rant zincirinin eseridir.
Aracılar büyütüldü. Komisyon sistemi denetlenmedi. Haller şeffaflıktan uzak bırakıldı. Lojistik maliyeti adı altında vatandaşa bindirilen bedeller katlandı. Üretici 5 liraya satarken, tüketici 45 liraya alıyor ama ikisi de kazanmıyor. Kazanan yalnızca araya çöreklenen rant düzeni oluyor."
Hibya Haber Ajansı